50 CeNT
50 CeNT
İdeal Doğu Yakası hardcore rap’çilerinden 50 Cent, pop dünyasının genelinde ve özellikle rap müziğinde 2003 yılının başından beri en çok tartışılan isimlerden birisi olmadan önce, kısa ama bir o kadar dramatik hayatı boyunca pek çok ciddi engelle karşılaştı. 90’ların sonundaki başarısız bir genel rap denemesinden sonra (ki 2000 yılında hayatında karşı girişilen bir saldırıyla sonuçlandı) Ja Rule ile 2000’lerin başındaki başarılı New York mixtape macerası onu bekledi. Bunun ardından 2002 yılında Eminem onunla bol sıfırlı bir anlaşma yaptı ve böylece 50 Cent’in 2003 yılındaki büyük başarısının dümenini tutan kişi oldu. Queens’deki Jamaica mahallesindeki yoksul bir evden çıkan 50 Cent, pek çok rap’çinin sadece sözlerini yazdığı macera ve suç dolu hayatı bizzat yaşadı : uyuşturucu, suç, hapis, bıçaklama ve hepsinden de önemlisi, silahlı çatışmalar. Tüm bunlar, daha ilk albümünü dahi çıkarmadan 50 Cent’in hayatının bir parçası oldu. Doğal olarka bu tür deneyimler 50’nin asıl malzemeleri oldu. Macera dolu geçmişini açığa çıkardı, sokak çetesine özenenlere seslendi ve bizzar haber başlığı oldu. İdeal Doğu Yakası rap’çisi görüntüsüne bile sahip oldu : geniş omuzlar, sağlam bir vücut, bol kaslı kollar ve karın, dövmeler, onun tescilli markası sayılan kurşungeçirmez yelek, tabanca ve boynundaki kocaman haç. Ama hepsinden de önemlisi, 50 Cent ideal prototip rap’çi kalıbına birebir uyuyordu. Bunun sonucu olarak müziği pek çok altın değerindeki müzik piyasasına ulaştı. Hem onun sert ve çetin ceviz duruşunu sevenlere hem de komik ve açık saçık sözlerini sevenlere ulaştı. Bununla beraber 50 Cent vefalıydı, eski takım arkadaşlarını unutmadı. G-Unit ekibinin başarılı bir franchise olarka büyümesine, grup üyesi arkadaşlarının platinium ödüllü alacak albümler çıkarmasına, marka adı için bol sıfırlı anlaşmaların imzalanmasına ve franchise’in uluslararası alanda satış ve konserlerine önayak oldu.
Curtis Jackson olarak Jamaica, Queens, New York’da doğan ve büyüyen 50 Cent fakir bir evin çocuğuydu. Yine kendisi gibi yasadışı işler yapan annesi o daha sekiz yaşındayken hayata gözlerini yumdu ve kısa süre sonra babası tarafından da terk edildi, onu anneannesi büyüttü. Delikanlılık zamanlarında, armut dibine düşer misali, annesinin yolundan gitti ve yasadışı işlere bulaştı. Crack gibi uyuşturucuların ticareti 50’ye güzel para kazandırdı ta ki kanunla tanışıncaya kadar. Hapishanede “misafirlik” devri başlamıştı onun için. İşte bu noktada, 90’ların ortasında rap müziğine yöneldi ve suçtan uzaklaştı. 1996 yılında, kendisine üzerine rap okuması için boş ritimler bulunan bir kaset veren Run DMC’den Jam Master Jay’le tanıştığında hayatı değişti. Duyduklarından etkilenen Jay, gelecek vad eden rapçiyi kendi JMS plak şirketine bir anlaşmayla bağladı. Bu anlaşmadan pek birşey çıkmadı ve 50 kendisini New York’da ticari başarı kazanmış olan ve Nas ile Jay-Z gibi sanatçılarla birlikte çalışarak adını duyuran prodüksiyon ikilisi (Poke ve Tone’den oluşan) Trackmasters’e kattı. Trackmasters rapçiyi kendilerinin de bağlı olduğu Columbia alt-şirketine anlaşmayla bağladı ve ilk çıkış albümü Power Of The Dollar üzerinde çalışmaya başladılar. Albümün çıkışından üç single çıktı : "Your Life's on the Line," "Thug Love" (feat. Destiny's Child), ve "How to Rob."
Sonuncusu kayda değer bir hit oldu, özellikle 50’nin isim yapmış ünlü rapçileri nasıl soyup soğana çevireceğini anlatan sert ve hırçın sözleri çok dikkat çekti. Vurdu kırdıya bu kadar istekli olması dikkatleri onun üzerine çekti ve bu onun peşinden geldi. Ölümle ilk başarılı dirsek teması, How To Rob’un piyasaya çıkmasından kısa süre sonra geldi : Manhattan’da Batı .Caddede Hit Factory Stüdyolarında bıçaklandı. Bu olay, kısa süre içinde onun en çok konuşulan hikayesi haline geldi. 24 Mayıs 2000 tarihinde, Columbia plak şirketinin Power Of The Dollar’ı piyasaya sürmesine kısa bir süre kala bir başka saldırgan Jamaica, Queens, New York’da 50’nin hayatını tekrar almaya kalktı (ki iki buçuk yıl sonra Run DMC’den onun elini ilk tutan prodüktör Jam Master Jay vurularak öldürüldüğü yere çok yakın bir yerde), saldırgan 50 Cent’i 9 mm’lik bir tabancayla 9 yerinden vurdu, ünlü rapçi bu sırada bir arabanın yolcu koltuğunda savunmasız bir şekilde oturuyordu. Mermilerin biri yanağını delip geçti, diğeri elini, kalan yedi tanesi de bacak ve kalçalarını. 50 Cent zorlukla hayatta kalmıştı. Bu olayın üzerine Columbia rapçiyle hiçbir işe girmek istemedi, Power Of The Dollar’ı rafa kaldırdı ve 50 Cent’le yollarını ayırdı.
Takip eden iki sene boyunca 50, başladığı nokta olan yeraltı rap’ine geri döndü. Ortak bir çalışma ekibi olan G-Unit’i (Lloyd Banks ve Tony Yayo ile birlikte) kurdu, kendisiyle birlikte aynı zamanda JMJ ile anlaşma imzalamış olan prodüktör Sha Money XL ile yakın çalışma içinde bulundu, ileride 2002’de piyasaya çıkacak olan toplama albümü Guess Who’s Back’de yer alacak mixtape’lerini hazırlamaya başladı. Çoğu No Mercy, No Fear ve Automatic Gunfire CD’lerinde yer alan ve DJ Whoo Kid tarafından sunulan bu miks kayıtlar, 50 Cent’e New York caddelerinde saygın bir şöhret kazandırdı. Bazılarında, 50 Cent ve G-Unit arkadaşları popüler ritimler üzerine rap okudu, diğerlerinde popüler rapçilerle dalga geçti (örnek olarak, sonraları hızla ezeli rakibi olacak olan Ja Rule), kalanlarında da vurulma olayı hakkında yorumlar içerdi. 2000-2002 arasındaki bu sürekli mixtape çalışmalarının etkileri, rap sanayisinin dikkatini çekmesi, sokaklarda saygınlığının artması ve özellikle de, Eminem’in bir radyo programında 50 Cent’i beğendiğini ve takdir ettiğini açıklamasıyla doruğa çıktı. Adeta bir teklif yarışı başlamıştı : Eminem, 50 Cent’le anlaşma imzalayabilmeyi uman diğer plak şirketlerinin hepsini, 50’ye sunduğu milyon dolarlar bazındaki teklifiyle bertaraf etti. Böylece rapçimiz flaş ışıklarının zirvesine doğru yavaş yavaş yükselme yoluna girdi.
Bu teklifler savaşında Eminem 50 Cent’i adeta kazanmıştı, kendisiyle eski plak şirketi ve sonradan Dr.Dre’ninki olacak olan Shady/Aftermath ile anlaşma imzaladı. Takip eden aylar boyunca 50 Cent, yakında çıkacak olan albümü Get Rich Or Die Tryin’in prodüktörlüğünü üstlenen Eminem ve Dr.Dre ile yakın bir çalışma mesaisine girmişti. Prodüktörlerin her biri bu çok beklenen albüme parçalar da vermişti. Hatta bu albüm daha çıkmadan önce Eminem’in filmi 8 Mile’ın soundtrack albümünde bile ona yer vermişti. Daha önceleri yer altında piyasaya sürülmüş olan Wanksta, 2002 sonunda kaçak bir hit oldu. Bu olay, 50 Cent’in Get Rich albümünden çıkacak olan ve Dr.Dre prodüksiyonu olan öncü single’ı In da Club’ın da zeminini hazırladı. Bu iki single kıtalar arası bir hit oldu, ilki Billboard Hot 100 listesinde 13 numaraya tırmanırken ikincisi, In Da Club, bir numaraya yerleşti. Korsan ve yasadışı sürümlerle mücadele edebilmek için Interscope plak şirketi (Shady/Aftermath’nin ana şirketi) Get Rich’in piyasaya çıkış tarihini önce bile çekti.
Tüm bunlarla beraber, 50 her yerde haber başlığı oluyordu. Öyle ki, 2002 Ekim ayında Jam Master Jay’in vurularak öldürülmesi olayında bile taraf olduğu iddia edildi ve FBI tarafından soruşturmaya tabi oldu. Ayrıca, 2002 yılbaşı gecesi silah taşımaktan dolayı hapse bile girdi. Medya, 50 Cent’in hayat hikayesini çok sevdi, özellikle ölümle dirsek temaslarını. Üstelik de sadece MTV gibi beklenen medya gurpları değildi bunları yayımlayan, New York Times, bile 50 Cent’in hayat hikayesini yayımladı. Get Rich Or Die Tryin’in nihayet piyasaya çıkmasıyla, 6 Şubat 2003’de müzik sanayisinde en çok tartışılan isim ünvanını kazandı. Tabii ki medyada aynı anda her yerde görülmesi bunun sonucu idi. Kaçak veya değil, ilk satış rakamları, rekorlar kıran beş günde 872.000 adedini geçti ve SoundScan’in albüm satış takip sistemini başlattığı Mayıs 1991 tarihindne beri en iyi çıkış albümü ünvanını kazandı.
G-Unit çıkış albümü, Beg for Mercy, 2003 sonunda raflarda yerini buldu ve kısa sürede platinum ödülü aldı (her bir milyonuncu satış rakamına verilen ödül). Aynı zaman diliminde DJ Wookid ile birlikte yeni bir mixtape serisi de piyasaya çıktı. Adı G-Unit Radio verilen bu seri, ekibin yeni eserlerini ve ileride ilk kendi çıkış albümlerinde 50 Cent’in yapımcı-prodüktörlüğünü de üstleneceği Lloyd Banks ve Young Bucks eserlerini de içeriyordu. Rapçi The Game de 2004 yılında G-Unit ekibinin üyesi oldu, 2005 başında ilk solo albümü çıktığında 50 Cent’le külahları değiştiler ve işler karıştı. 28 Şubat 2005 tarihinde 50 Cent’le ortak çalışmaları How We Do listelerde tırmanırken, 50 New York’un Hot 97 FM radyo kanalında Game’in G-Unit ekibinden ayrıldığını açıkladı. Bu açıklamanın hemen ardından, 50’nin çevresindeki insanlarla ve Game’in çevresindeki insanlar radyo binası dışında silahlı çatışmaya girdiler ve Game’in taraftarlarından birisi bacağından vuruldu. Tüm bunlar sürerken, bir sonraki 50 Cent albümünün sızdırılan kaçak kopyaları internette gezmekteydi, bu da Interscope’u albümün çıkış tarihini 5 gün önce almaya zorladı. The Massacre albümü 3 Mart 2005 tarihinde resmi olarak piyasaya çıkmıştı fakat sokaklarda 1 Mart tarihinde piyasaya verildiği duyuluyordu. Ertesi gün, sokak marketlerinden en büyük zincirlere kadar herkes müthiş bir hışımla albümü satmaya başladı. Doğal olarak The Massacre müthiş satan bir albüm oldu, bir süre albüm satışlarının zirvesinden inmedi, pek çok hiti çıkardı ve 50 Cent trenini önde götürmeye devam etti.
Curtis Jackson olarak Jamaica, Queens, New York’da doğan ve büyüyen 50 Cent fakir bir evin çocuğuydu. Yine kendisi gibi yasadışı işler yapan annesi o daha sekiz yaşındayken hayata gözlerini yumdu ve kısa süre sonra babası tarafından da terk edildi, onu anneannesi büyüttü. Delikanlılık zamanlarında, armut dibine düşer misali, annesinin yolundan gitti ve yasadışı işlere bulaştı. Crack gibi uyuşturucuların ticareti 50’ye güzel para kazandırdı ta ki kanunla tanışıncaya kadar. Hapishanede “misafirlik” devri başlamıştı onun için. İşte bu noktada, 90’ların ortasında rap müziğine yöneldi ve suçtan uzaklaştı. 1996 yılında, kendisine üzerine rap okuması için boş ritimler bulunan bir kaset veren Run DMC’den Jam Master Jay’le tanıştığında hayatı değişti. Duyduklarından etkilenen Jay, gelecek vad eden rapçiyi kendi JMS plak şirketine bir anlaşmayla bağladı. Bu anlaşmadan pek birşey çıkmadı ve 50 kendisini New York’da ticari başarı kazanmış olan ve Nas ile Jay-Z gibi sanatçılarla birlikte çalışarak adını duyuran prodüksiyon ikilisi (Poke ve Tone’den oluşan) Trackmasters’e kattı. Trackmasters rapçiyi kendilerinin de bağlı olduğu Columbia alt-şirketine anlaşmayla bağladı ve ilk çıkış albümü Power Of The Dollar üzerinde çalışmaya başladılar. Albümün çıkışından üç single çıktı : "Your Life's on the Line," "Thug Love" (feat. Destiny's Child), ve "How to Rob."
Sonuncusu kayda değer bir hit oldu, özellikle 50’nin isim yapmış ünlü rapçileri nasıl soyup soğana çevireceğini anlatan sert ve hırçın sözleri çok dikkat çekti. Vurdu kırdıya bu kadar istekli olması dikkatleri onun üzerine çekti ve bu onun peşinden geldi. Ölümle ilk başarılı dirsek teması, How To Rob’un piyasaya çıkmasından kısa süre sonra geldi : Manhattan’da Batı .Caddede Hit Factory Stüdyolarında bıçaklandı. Bu olay, kısa süre içinde onun en çok konuşulan hikayesi haline geldi. 24 Mayıs 2000 tarihinde, Columbia plak şirketinin Power Of The Dollar’ı piyasaya sürmesine kısa bir süre kala bir başka saldırgan Jamaica, Queens, New York’da 50’nin hayatını tekrar almaya kalktı (ki iki buçuk yıl sonra Run DMC’den onun elini ilk tutan prodüktör Jam Master Jay vurularak öldürüldüğü yere çok yakın bir yerde), saldırgan 50 Cent’i 9 mm’lik bir tabancayla 9 yerinden vurdu, ünlü rapçi bu sırada bir arabanın yolcu koltuğunda savunmasız bir şekilde oturuyordu. Mermilerin biri yanağını delip geçti, diğeri elini, kalan yedi tanesi de bacak ve kalçalarını. 50 Cent zorlukla hayatta kalmıştı. Bu olayın üzerine Columbia rapçiyle hiçbir işe girmek istemedi, Power Of The Dollar’ı rafa kaldırdı ve 50 Cent’le yollarını ayırdı.
Takip eden iki sene boyunca 50, başladığı nokta olan yeraltı rap’ine geri döndü. Ortak bir çalışma ekibi olan G-Unit’i (Lloyd Banks ve Tony Yayo ile birlikte) kurdu, kendisiyle birlikte aynı zamanda JMJ ile anlaşma imzalamış olan prodüktör Sha Money XL ile yakın çalışma içinde bulundu, ileride 2002’de piyasaya çıkacak olan toplama albümü Guess Who’s Back’de yer alacak mixtape’lerini hazırlamaya başladı. Çoğu No Mercy, No Fear ve Automatic Gunfire CD’lerinde yer alan ve DJ Whoo Kid tarafından sunulan bu miks kayıtlar, 50 Cent’e New York caddelerinde saygın bir şöhret kazandırdı. Bazılarında, 50 Cent ve G-Unit arkadaşları popüler ritimler üzerine rap okudu, diğerlerinde popüler rapçilerle dalga geçti (örnek olarak, sonraları hızla ezeli rakibi olacak olan Ja Rule), kalanlarında da vurulma olayı hakkında yorumlar içerdi. 2000-2002 arasındaki bu sürekli mixtape çalışmalarının etkileri, rap sanayisinin dikkatini çekmesi, sokaklarda saygınlığının artması ve özellikle de, Eminem’in bir radyo programında 50 Cent’i beğendiğini ve takdir ettiğini açıklamasıyla doruğa çıktı. Adeta bir teklif yarışı başlamıştı : Eminem, 50 Cent’le anlaşma imzalayabilmeyi uman diğer plak şirketlerinin hepsini, 50’ye sunduğu milyon dolarlar bazındaki teklifiyle bertaraf etti. Böylece rapçimiz flaş ışıklarının zirvesine doğru yavaş yavaş yükselme yoluna girdi.
Bu teklifler savaşında Eminem 50 Cent’i adeta kazanmıştı, kendisiyle eski plak şirketi ve sonradan Dr.Dre’ninki olacak olan Shady/Aftermath ile anlaşma imzaladı. Takip eden aylar boyunca 50 Cent, yakında çıkacak olan albümü Get Rich Or Die Tryin’in prodüktörlüğünü üstlenen Eminem ve Dr.Dre ile yakın bir çalışma mesaisine girmişti. Prodüktörlerin her biri bu çok beklenen albüme parçalar da vermişti. Hatta bu albüm daha çıkmadan önce Eminem’in filmi 8 Mile’ın soundtrack albümünde bile ona yer vermişti. Daha önceleri yer altında piyasaya sürülmüş olan Wanksta, 2002 sonunda kaçak bir hit oldu. Bu olay, 50 Cent’in Get Rich albümünden çıkacak olan ve Dr.Dre prodüksiyonu olan öncü single’ı In da Club’ın da zeminini hazırladı. Bu iki single kıtalar arası bir hit oldu, ilki Billboard Hot 100 listesinde 13 numaraya tırmanırken ikincisi, In Da Club, bir numaraya yerleşti. Korsan ve yasadışı sürümlerle mücadele edebilmek için Interscope plak şirketi (Shady/Aftermath’nin ana şirketi) Get Rich’in piyasaya çıkış tarihini önce bile çekti.
Tüm bunlarla beraber, 50 her yerde haber başlığı oluyordu. Öyle ki, 2002 Ekim ayında Jam Master Jay’in vurularak öldürülmesi olayında bile taraf olduğu iddia edildi ve FBI tarafından soruşturmaya tabi oldu. Ayrıca, 2002 yılbaşı gecesi silah taşımaktan dolayı hapse bile girdi. Medya, 50 Cent’in hayat hikayesini çok sevdi, özellikle ölümle dirsek temaslarını. Üstelik de sadece MTV gibi beklenen medya gurpları değildi bunları yayımlayan, New York Times, bile 50 Cent’in hayat hikayesini yayımladı. Get Rich Or Die Tryin’in nihayet piyasaya çıkmasıyla, 6 Şubat 2003’de müzik sanayisinde en çok tartışılan isim ünvanını kazandı. Tabii ki medyada aynı anda her yerde görülmesi bunun sonucu idi. Kaçak veya değil, ilk satış rakamları, rekorlar kıran beş günde 872.000 adedini geçti ve SoundScan’in albüm satış takip sistemini başlattığı Mayıs 1991 tarihindne beri en iyi çıkış albümü ünvanını kazandı.
G-Unit çıkış albümü, Beg for Mercy, 2003 sonunda raflarda yerini buldu ve kısa sürede platinum ödülü aldı (her bir milyonuncu satış rakamına verilen ödül). Aynı zaman diliminde DJ Wookid ile birlikte yeni bir mixtape serisi de piyasaya çıktı. Adı G-Unit Radio verilen bu seri, ekibin yeni eserlerini ve ileride ilk kendi çıkış albümlerinde 50 Cent’in yapımcı-prodüktörlüğünü de üstleneceği Lloyd Banks ve Young Bucks eserlerini de içeriyordu. Rapçi The Game de 2004 yılında G-Unit ekibinin üyesi oldu, 2005 başında ilk solo albümü çıktığında 50 Cent’le külahları değiştiler ve işler karıştı. 28 Şubat 2005 tarihinde 50 Cent’le ortak çalışmaları How We Do listelerde tırmanırken, 50 New York’un Hot 97 FM radyo kanalında Game’in G-Unit ekibinden ayrıldığını açıkladı. Bu açıklamanın hemen ardından, 50’nin çevresindeki insanlarla ve Game’in çevresindeki insanlar radyo binası dışında silahlı çatışmaya girdiler ve Game’in taraftarlarından birisi bacağından vuruldu. Tüm bunlar sürerken, bir sonraki 50 Cent albümünün sızdırılan kaçak kopyaları internette gezmekteydi, bu da Interscope’u albümün çıkış tarihini 5 gün önce almaya zorladı. The Massacre albümü 3 Mart 2005 tarihinde resmi olarak piyasaya çıkmıştı fakat sokaklarda 1 Mart tarihinde piyasaya verildiği duyuluyordu. Ertesi gün, sokak marketlerinden en büyük zincirlere kadar herkes müthiş bir hışımla albümü satmaya başladı. Doğal olarak The Massacre müthiş satan bir albüm oldu, bir süre albüm satışlarının zirvesinden inmedi, pek çok hiti çıkardı ve 50 Cent trenini önde götürmeye devam etti.
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz